Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Mozilla Kullanıcılarına Kötü Haber: Firefox Güncelleme Alamayacak!
Geçtiğimiz hafta Disney+ Türkiye, yerli dizi ve filmleri platformdan kaldırmıştı. Çok yakında benzer bir adımı Netflix’ten de görebiliriz. Peki dizi film platformları neden bu kararları alıyor ya da almaya çok yakın?
Dizi ve film platformları, özellikle pandemi boyunca kavuştukları yüksek trafik ve abone sayısını mumla arıyor. Bunun yanında sürekli yeni dizi, film, belgesel içerikleri hazırlamak zorunda kalmaları sebebiyle içerik kalitesi ciddi şekilde düşüyor, milyonlarca dolar para harcanan yerli diziler bile artık yeteri kadar dikkat çekmiyor.
Hal böyle olunca global şirketler vergilerden, telif masraflarından tasarruf etmeye çalışıyorlar. Büyük umutlar bağlanan yapımları platformdan kaldırmak oluyor. Hatırlarsanız bunun kanlı canlı örneğini Disney+ Türkiye cephesinde gördük. Çok yakında Netflix’in de benzer bir adım attığını görebiliriz.
Bir dizi, film ya da belgesel içeriğinin masrafı yayından sonra bitmiyor:
Platformlarda yayınlanan tüm içerikler iki kategoriye ayrılıyor: Orijinal yapımlar veya satın alınan üçüncü parti yapımlar. Örneğin Disney+ için Recep İvedik 7; sinemalarda vizyona girmeden önce hakları satın alındığı için orijinal yapım olarak yayına girdi. Serinin önceki filmleri, halihazırda sinema salonları dahil başka platformlarda, TV kanallarında yayınlandığı için orijinal yapım değildi.
Üçüncü parti yapımlara örnek Breaking Bad ya da Walking Dead dizilerini de örnek gösterebiliriz. Netflix ya da Disney+ orijinal yapımı değiller. Her ikisi de ABD’li televizyon devi AMC tarafından çekildi, yayınlandı ve şimdi de Netflix ve Disney+ platformlarına, belirli bir süreyle yayınlamaları karşılığında satılıyor. Yani platformlar, orijinal olmayan yapımları yayında tuttukları süre için dizinin gerçek sahibine kira gibi para ödüyor.
Bitmiş ve izleyiciler tarafından sevilerek izlenen bir dizi, platfromlar arasında ciddi rekabete neden oluyor. Örneğin yine Walking Dead dizisi, şu an hem Netflix hem de Disney+ üzerinden izlenebilir durumda. Yani yapımcı AMC, dizinin Türkiye’deki yayınları için iki şirketten de para kazanıyor. Dizinin seveni olduğu için platformlar abone kazanabiliyor, gelirin bir kısmını da AMC gibi yapımcılara ayırıyor.
Orijinal yapımlar için de buna benzer bir durum söz konusu. Çok iyi bir yönetmen, iyi bir senarist, iyi bir kadro ile orijinal dizi çekildiğinde, dizi yayınlandıktan sonra masraflar bitmiyor. İçerik yayında kaldığı sürece yapım şirketine, yönetmene ve oyunculara -sözleşmeleri gereği- yüklü miktarlarda para ödenmesi gerekiyor.
Peki neden yapımlar yayından kaldırılıyor? Mesela şu an Türkiye’deki hiçbir platformda Harry Potter filmlerini izleyemezsiniz…
Bir yapımı platformdan kaldırınca eğer orijinal yapım ise ekibe yapılan ödemelerden tasarruf ediliyor. Eğer yapım orijinal değilse içeriğin asıl sahibi olan şirket, kanal ya da yapımcıya kira ödemeye gerek kalmıyor. The Office ve Friends dizilerinin yayınlandıkları platformlar sürekli değişiyor.
Mesela Harry Potter serisi, şu anda Türkiye’den abone olabileceğiniz hiç bir platformda yok. Çünkü bu film serisinin sahibi Warner Bros., filmlerin Türkiye’deki platformlarda yayınlanması için bir anlaşma yapmış durumda değil. Var olan anlaşmaların süreleri de dolmuş durumda. Bu yüzden izlemek için tek seçenek Apple TV+ gibi platformlar üzerinden diziyi tek seferliğine kiralamak ya da satın alarak kişisel kütüphanenize eklemek.
Disney+ sadece Türkiye’deki orijinal içeriklerini yayından kaldırmadı, Amazon’un Yüzüklerin Efendisi projesi tutmadı, Netflix sürekli abone kaybediyor:
Tüm bu gelişmeler platformların ciddi şekilde kemer sıkma dönemine gireceklerinin önemli bir işareti. Dünyanın en büyük platformu, en büyük e-ticaret sitesi, en büyük eğlence markası da olsanız; hayatta kalmak için kâr elde etmek zorundasınız.
Disney sırf bu yüzden 2022 yılında yayına aldığı, Star Wars’ın babası George Lucas tarafından yazılan, 35 milyon dolar para harcadığı The Willow dizisini iptal etti. Bu tarz iptal haberleri Netflix cephesi için yeni değil, zira The Mindhunter, Sense 8, hatta yakın zamanda yerli yapım Sıcak Kafa da iptal edilen projeler arasında.
Disney, sadece dijital aboneliklerle para kazanan bir şirket değil. Marvel, Pixar, Star Wars gibi markaların ana yapımları her seferinde sinema salonlarını dolduruyor. Bu yapımlar ciddi popülerliğe ulaştıktan sonra dijitale geliyor, yeni aboneler kazandırTüm bu gelişmeler, platformların ciddi şekilde kemer sıkma dönemine gireceklerinin önemli bir işaretidir. Dünyanın en büyük platformu, en büyük e-ticaret sitesi, en büyük eğlence markası da olsanız; hayatta kalmak için kar elde etmek zorundasınız.
Disney sadece bu nedenle 2022 yılında yayına aldığı, Star Wars’ın babası George Lucas tarafından yazılan, 35 milyon dolar para harcadığı The Willow dizisini iptal etti. Bu tarz iptal haberleri Netflix cephesi için yeni değil, zira The Mindhunter, Sense 8 ve hatta yakın zamanda yerli yapım Sıcak Kafa da iptal edilen projeler arasında yer alıyor.
Disney, sadece dijital aboneliklerle para kazanan bir şirket değildir. Marvel, Pixar, Star Wars gibi markaların ana yapımları her seferinde sinema salonlarını dolduruyor. Bu yapımlar ciddi popülerliğe ulaştıktan sonra dijitale geçiyor, yeni aboneler kazandırıyor ve ardından aynı hikayenin devam ettirildiği diziler izleniyor.
Netflix’te ise böyle bir avantaj bulunmamaktadır. Platform, yakın zamana kadar sadece Oscar ödülü kazanmanın şartını karşılamak için bazı filmlerini sınırlı sayıda salonda vizyona sokarak ödüle ulaşmıştır. Platformun elinde herhangi bir sinematik evren veya uzun soluklu proje bulunmamaktadır.
Tüm bunları bir araya getirerek rahatlıkla söyleyebiliriz ki Netflix de çok yakında yerli dizileri, özellikle orijinal olmayan yapımlarını platformdan kaldırma yoluna gidebilir.
Türkiye’nin benzer platformlar için özel bir yeri vardır. Ülkemizdeki abonelik ücretleri, dolar-TL makasının açılması sebebiyle platformlara ciddi oranda gelir sağlamamaktadır. Türkiye pazarını, olası bir krizde ve kemer sıkma politikasında vazgeçilebilecek, kütüphanedeki içerik sayısını düşürmeye uygun ilk pazarlardan biri haline getirmektedir.
Türkiye, Pakistan, Hindistan ve Kenya’dan sonra en ucuz Netflix abonelik ücretinin uygulandığı ülkedir (63,99 TL = 2,47 ABD doları). Netflix’in ülkemizdeki abone sayısını net bir şekilde açıklamamaktadır. Tahminlere göre sayı 2 milyon dolaylarındadır. Kabaca bir hesapla, herkesin temel üyelik paketini kullandığını varsayarsak, Netflix’in Türkiye’den her ay 4,94 milyon dolar gelir elde ettiği söylenebilir.
Netflix’in Türkiye’de çektiği en pahalı dizi Kulüp’ün yapım maliyeti ise 10 milyon doları aşmaktadır. Türkiye’deki içeriklerin, yapımcılara ve platforma yeterli bir geri dönüş sağlaması oldukça zorlu bir süreçtir.
Sonuç olarak, dizi ve film platformları, içeriklerin masraflarını karşılamak, vergilerden ve telif masraflarından tasarruf etmek ve rekabet ortamında ayakta kalmak için bazen yerli yapımları platformdan kaldırma kararı alabilmektedir. Disney+ Türkiye örneğinde görüldüğü gibi diğer platformlarda da gözlemlenebilir. Netflix’in de benzer bir adım atabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Platformun içerik politikaları, mali durumu ve hedef kitlesi gibi birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Yorum Yaz